Lilypie First Birthday tickers

Lilypie First Birthday tickers

22 Haziran 2011 Çarşamba

Yer cücesinin yeni keşifleri…

Havalar nispeten güzelleşti, artık kat kat giyinmek zorunda değiliz. Bir de üzerine günler uzayınca bana bir enerji geldi ki sormayın!Bebek gelişimini destekleyen en önemli konuların başında, bol bol konuşmanın, etrafta olan biteni anlatmanın geldiğini her yerde okuyor ve duyuyoruz. Hele de bebeğiniz Enis Bora gibi oyuncaklarla ilgilenmek yerine etrafını süzmeyi, incelemeyi tercih eden bebekse işler biraz daha kolaylaşıyor sanki…

Geçtiğimiz 2 hafta boyunca neler mi yaptık? Haydi bir anımsayalım ve kayda alalım…

1. Aktivitemiz: Enis Bora Pamuk ile tanışıyor

Öncelikle meleğimizi Pamuk ile tanıştırdık. Pamuk, Gürkanların emektar kedisi. 14 yaşındaki bu sevimli Ankara kedisi gençliğinde pek aktifmiş, şimdilerde ise günün tadını uzandığı yerden izleyerek çıkarıyor. Kendisinin sevdiği ve sevmediği insanlar var ve duygularını çok net belli ediyor. Eğer sizi sevmediyse asla yanınıza gelmez. Sevdiyse gelir bir koklar gider. Eğer çok sevdiyse sürünür ve ayağınızın dibine yatar kısa süreli de olsa. Beni mi? Sanırım seviyor. Sanırım diyorum çünkü bazen hiç oralı olmuyor ama bazen de gelip beni kokluyor, bana sürünüyor:) Enis Bora’yı mı? Bebekliğinden beri kokluyor sonra da onu rahat bırakıyor. Sanırım minik bir insan yavrusu olduğunu farkında…

Pamuk, Enis Bora’yı bebekliğinden beri farkında ama aynı durum Enis Bora için geçerli değildi. Biz de artık Enis Bora’nın da ”miyaw’ lar ile tanışma vaktidir” dedik. Her ne kadar Bora’cık biraz çekinse de genel olarak Pamuk’u sevdi sanırım. Nereden öğrendiğini hiç anlamadığım bir şekilde meleğim Pamuk’un kendisine fazla yaklaştığını düşündüğü anlarda kendisini geri çekti ama suratında hep bir gülücük ve mimiklerinde hep bir heyecan vardı.  En azından Koko’ya oranla Pamuk’a daha çok ilgi gösterdiği kesin…

2. Aktivitemiz: Enis Bora, parkı keşfediyor

Diğer bir aktivitemiz, minnoşu sitedeki parka götürmekti. Aslında akşamüstleri bir süredir kendisi ile minik parkı 1500 defa turluyoruz. Hedefim, minnoşun park gezintisi esnasında 10-15 dakika şekerleme yapmasını sağlamak ki, akşam biraz daha bizimle vakit geçirebilsin. Ancak o gün baktım ki meleğim parkta koşturan çocuklara uykudan daha çok prim veriyor, kendisinin de “oyuncaklarla tanışma zamanı gelmiştir” dedim.


Önce yaylı bir köpek balığının üzerinde oturdu, tabii yaylanmayı bilemeden. Yaptığı tek şey, resimden de anlaşılacağı üzere diğer çocukları incelemekti:)


Sonrasında da  ilk kaydırak deneyimimizi yaşadık. Tabii meleğimizi yakından tanıyan herkesin tahmin edeceği üzere; kaydırağın tepesine oturtup, ha kaydı ha kayacak diye beklediğimiz minnoş, diğer oyuncaklardaki kız çocuklarına gülücük atmak sureti ile bizi 15 dakika asker etti. Sonunda bir minik el hareketiyle kendisini kaydırtmak zorunda kaldık. Ağlamadığına göre sevdi diye düşündük. Ama kızlara caka satmak için de ağlamamış olabilir pek tabii ki…



3. Aktivitemiz: Enis Bora nihayet arabasını sürebildi

Son aktivitemiz, modern yürüteçler ile ilgili deneyimimiz oldu. Ata ve Ateş kardeşlerden minnoşa my first car adı verilen yürümeye yardımcı bir ürün gelmişti. Evdeki herkes, lokuma bu aleti kullanmasını öğretmek için seferber oldu. Ama gelin görün ki minnoş yer cücesi lakabına yaraşır şekilde hep yerde sürünmeyi tercih etti. Sadece birkaç defa arabaya tutunup ayağa kalktı ama arabayı iterek yürütmeyi hiç başaramadık. Taa ki, Ata ve Ateş kardeşler bizi pazar akşamı ziyaret edene kadar. 4 yaşındaki ikizler uzun süre salonun ortasında bu bebek oyuncağı ile alay edercesine (!) gezinirken, bizim boncuk da kurulduğu mama sandalyesinin tepesinden arogant bir şekilde onları süzdü, süzdü, süzdü. Ne oldu dersiniz? Pazartesi sabahı salonda yer cücesi arabasını sürüyordu bile…Başarmanın verdiği haz da yüzünden okunuyordu pek tabii ki… Ya da bizim yüzümüzde miydi acaba o ifade acaba? :)

Demek ki neymiş?! Bu miniklere eğer birşey öğretmek istiyorsanız, boyu boyuna, yaşı yaşına uygun abla/abiler seçmeliymişiz:)

Not: Farkettiniz mi bu yazıda oğluma ne çok lakap kullanmışım;melek, lokum, yer cücesi, minnoş, boncuk…Kendisine de bu isimlerle hitap ettiğim için ismini bir türlü öğrenemeyecek korkarım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder