Lilypie First Birthday tickers

Lilypie First Birthday tickers

12 Mayıs 2011 Perşembe

Hayat Kurtaran VakVak

Doğduğu günden beri bebeğimi sallamadan, pışpışlamadan uyuttum. Bazı geceler saatlerce bekledim başında uykuya dalması için. Ağladı, sızladı ama ben gene de sallamadım, pışpışlamadım. Çok defa elim gitti beşiğe, kucağıma alıp iki pışpış yapsam uykular alemine dalacaktı meleğim. Ama inat ettim, yapmadım.

Böylece meleğim kendi kendine uyumayı öğrendi. Ya da bize öyle geldi. Aslında aylarca rahat ettik çok. Akşam yatağına koyuyorduk, uykuya dalana kadar yatağında kendi kendine zaman geçiriyordu, bazen elini emdi, bazen kendi kendine ses denemeleri yaptı. Ama hep kendi kendine uyudu.

Ne olduysa dönmeyi öğrendiğinde oldu. Minnoşu yatağa yatırır yatırmaz, ne kadar uykusu olursa olsun tüm enerjisini dönmeye vermeye başladı. Çılgın gibi heryöne bitmez tükenmez bir enerji ile dönen minnoşum, yorgunluktan bayılma noktasına gelse dahi dönme faaliyetinden feragat etmiyordu. Neden sonra yorgunluk ağır bastığı ve bir türlü uykuya dalamadığı için çığlık çığlığa bizi yanına çağırıyordu.

Neyse ki bir zaman sonra dönmeyi çok iyi yapabildiğini anlamış olacak ki, yine yatağa koyduğumuzda kendi kendine uyumaya başladı. Biz de rahat bir nefes aldık.

Ama aldığımız bu nefes uzun soluklu olmadı. Minnoşum ayağa kalkmayı öğrendiğinden beri kabus geri döndü. Artık ne zaman yatağına koysak, muhakkak ayağa kalkmaya çalışıyordu. Dönmeyi öğrendiği dönemi anımsayıp, bunun geçici bir süre olduğunda hem fikir olduk.

Neredeyse 2 ay geçmesine rağmen ayağa kalkma hevesi dinmeyen ve dolayısıyla uykuya dalamayan minnoşu uyutmanın tek yolu, odayı iyice karartıp, müzik eşliğinde dans etmek oldu. Herşeye çabuk alışan Enis Bora, artık bu yöntemin dışında uyumaz olmuştu ve benim de iyice moralim bozulmuştu. Aylarca sallamamak için çaba göstermiştim, şimdi tüm çabalarımın sonucu kucakta uyuyan bir bebek mi olmalıydı?

Arada bir farklı tekniklerle uyutma çabalarım da sonuçsuz kaldı ve kendimi iyice çaresiz hissetmeye başladım. Biliyorum 10 yaşına gelmiş ve hala pışpışlanan çocuk yoktur ama daha 10 yaşına çok var öyle değil mi???

Neyse ki imdadıma eşim yetişti. Önce geceleri oğlumuzu sakinleştirip yatağına koyarak ve kendisi de yakındaki bir sandalyeye oturup ninni söyleyerek işe başladı. Ortalama 40-50 dakikada oğlumuz uykuya dalmayı başardı. Uykuya dalma süreci boyunca minnoş binlerce kez kalkıp babasının orada olup olmadığını kontrol etti ama vıyaklamaları azaldı.

Bu gelişme bizi mutlu etti etmesine ama oğlumuz uyumak için hala bizi asker ediyordu. Taa ki minnoşu birgün anneannesi uyutmak zorunda kalıncaya dek sistem aynı şekilde akıp gitti. O akşam annem Enis Bora'yı yatırırken yanına VakVak'ını da koymuş. Ve o anda bir mucize gerçekleşmiş. Enis Bora VakVak'a sarılıp kendi kendine uyumayı başarmış, anneannesini hiç üzmemiş.

O günden beri VakVak, Enis Bora'nın uyku arkadaşı oldu. Sürekli sarılmalar, üstüne atlamalar, cilveler...Meğerse miniğimin uyumak için yatağında bir objesinin olmasına ihtiyacı varmış.
Şimdilik uyku cephesinden havedisler böyle.

Bakalım Vakvak ile uykuya dalma ne kadar süre devam edecek?!

Yeni bir uyku macerasında buluşmak üzere...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder