Lilypie First Birthday tickers

Lilypie First Birthday tickers

9 Mart 2011 Çarşamba

Günün en sevimli anı

Bana göre günün en sevimsiz anı, sabahları çalan saat ile uyanma anıdır. Bir yere yetişme telaşını içerdiğinden midir bilmem, bir miktar stres yükler o saatin sesi bana. Eğer çalar saat ile uyanmışsam, pek tembellik edecek zamanım yoktur çünkü saati zaten mümkün olabilecek en geç zamana ayarlamışımdır. Sonrası ise malum, ne giyeceğim telaşı, saçlarım rezalet görünüyor günü nasıl kurtarırım bu saçlarla endişesi, makyaj malzemelerinin çantaya hızlıca konması (ki böylece gidilen yerde hemen 3-5 dakikada yüzüme bakılır hale getirebileyim kendimi) vs vs vs.

İtiraf edeyim son 1 aydır sabahın erken saatleri en sevdiğim saatler oldu. Minik meleğim çalar saatimden çok daha önce uyanıyor. Asla ağlamıyor, biliyor annesi de babası da henüz uykuda, başlıyor kendi kendine konuşmaya. Daha ilk "agu"sunda duyuyorum ben sesini ve yüzümde koca bir gülümseme ile hemen yanına gidiyorum. Beni gören Enis Boram da kocaman gülümsüyor bana.

İşte ondan sonra hayatın anlamı başlıyor benim için. Alıyorum onu kucağıma, sarılıyorum sımsıkı, öpüyorum, öpüyorum, öpüyorum. Derin bir "ohh" çekip kokusunu içime alıyorum.

Sonra da doğruca yatağımıza gidiyorum. Koyuyorum minnoşu sevgilimle aramıza. Bir sevgilim gıdıklıyor bir ben ısırıyorum, bir sevgilim komik sesler çıkarıyor, bir ben "hav hav" diyorum. Başlıyor miniğim de kıkırdamaya.

Her sabah en az bir yarım saat yaptığımız bu ritüelimiz o kadar enerji veriyor ki bana, ne giydiğim ne nasıl göründüğümün önemi kalmıyor. Tek bir arzuyla dolu oluyorum sabahları ben: sadece 1 dakikacık daha fazla zaman geçirmek; miniğim ve sevgilimle beraber...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder